Bu haftanın paylaşımını Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline atıfla ve bu trajediden duyduğumuz üzüntüyü ifade ederek başlamalıyız.
Bir yandan barış çağrılarını yürekten destekliyoruz, öte yandan da – profesyonelce düşünürsek – savaşın müşterilerimizin çıkarlarını nasıl etkileyebileceğini de değerlendirmek zaruretini hissediyoruz. İstilanın kaçınılmaz olarak dünya ekonomisi üzerinde olumsuz etkileri olacak. Bu da İngiltere’nin kirapiyasasını olumsuz etkileyebilir. En azından Birleşik Krallık genelinde bir gıda ve yakıt maliyetleri artışı öngörülebilir. Bu da, Türkiye rakamlarıyla kıyaslanınca öyle gözükmese bile, İngiltere ekonomisinin alışık olduğu değerlere göre zaten yüksek olan enflasyon oranını arttıracaktır. Bu da insanların ortalama harcanabilir gelirlerini azaltırken, faiz oranlarında artışlara sebep olabilir. Artan yakıt maliyetleri ve beraberinde artacak olan uçak bilet ücretleri denizaşırı tatillerin cazibesini azaltabilir.
Olası başka global olumsuzluklar da böyle bir trendi daha da hızlandırabilir. Covid pandemisi, 2020 ve 2021’de İngiltere içi seyahat taleplerinde artışa neden oldu. Ukrayna’daki krizin de bu yıl benzer bir etkisi olabilir. Rusya’dan gelen zengin yabancı yatırımcıların Londra emlak piyasasındaki ağırlığı biliniyor. Bu bölgeden gelen zengin alıcı taleplerinin Londra’daki emlak fiyat artışlarındaki etkisi hayli büyük. İşgalin, fiyatların bu seyri üzerinde doğrudan bir etkisi olması muhtemel. Birleşik Krallık hükümeti yaptırımları ve mülklere el koymayı değerlendirirken, Londra’nın ana merkez pazarındaki talebin bir kısmının düşmesi ve yerel olarak daha yavaş fiyat artışlarına yol açması olması. Yaşanan bu insanlık trajedisi, bu haftaki paylaşımımızın önüne geçti. Ancak email’imizi sonlandırmadan önce, son bölümde ilgili sektör ve ekonomi haberlerini sizlerle paylaşmak istiyoruz. Herkese güvenli ve huzurlu bir gelecek diliyoruz.
Ukrayna işgalinin Birleşik Krallık’a etkileri
Askeri çatışma zamanlarının yarattığı hızlı değişim ortamında net tahminler yapmak zordur. Ancak, yatırımcıların risklerini en aza indirmelerine yardımcı olabilecek bazı olası senaryoları değerlendirebiliriz. En yakın ekonomik etkinin, Rusya’dan ithalatın azalması nedeniyle gıda, yakıt ve gaz fiyatlarındakiartış olması muhtemeldir. Bunun da vatandaşın alım gücünü düşürme gibi bir olumsuz etkisini olacaktır. Bu azalmaların bir sonucu olarak, kira ve değer artışlarında bir fren etkisinin olmasını pekala öngörebiliriz.
Ukrayna’daki savaş, İngiltere Merkez Bankası’nı da zora düşüren bir durum yaratıyor. Artan gıda ve gaz fiyatları enflasyonu daha da yükseltecek, ancak çatışmanın ekonomik büyüme beklentilerini de sınırlaması muhtemel. Banka, enflasyonu kontrol etmek amacıyla faiz oranlarını yükseltmenin İngiltere’nin daha hızlı ekonomik toparlanma şansına da zarar verebileceğinin farkında olacak. Bazı yorumcular şimdi krizin başka bir faiz artışını daha önce beklenenden daha az olası hale getirdiğini öne sürüyorlar. Ancak, herkes aynı fikirde değil. Capital Economics, “İngiltere Merkez Bankası’nın önümüzdeki birkaç toplantısında daha faiz oranlarını artırmaya devam edeceği” beklentisini ortaya koyuyor.
Bulgular ve alıntılar:
• 24 Şubat’ta ThisIsMoney şunları yazdı: “Çatışma muhtemelen yaşam maliyetini daha da yukarı çekecek, … çünkü petrol, gaz ve tahıl ihracatını tehdit ediyor… Ukrayna’daki savaş, tüm dünyada geçim problemlerinin yaratacağı krizi derinleştirecek olsa da aynı zamanda ekonomik büyümenin de önünde bir engel olacaktır. Bu problem yüksek faiz oranlarıyla daha da derinleşecektir.
• 25 Şubat’ta The Guardian şunları yazdı: “Ekonomistler, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin, otuz yılın en yüksek seviyelerine ulaşmış olan yaşam maliyetlerinin enflasyonda daha da keskin bir artışa neden olacağı konusunda uyarıyorlar… Avrupa doğalgaz fiyatları, Ukrayna’nın işgalinden sonra neredeyse %70 arttı.
• Makale, işgalin uluslararası ekonomiyi temelden değiştirebileceğini ve “yüksek enflasyon ve finansal piyasa oynaklığının” çok daha fazla norm haline gelebileceğini ekliyor.
• Böyle bir ortamda, tasarruf hesaplarındaki nakit daha hızlı değer kaybedecektir. Bu, enflasyona ayak uyduran yatırımlara ve özellikle de mülk gibi daha istikrarlı, daha az değişken varlık sınıflarına yönelik talebin artmasına neden olabilir.